Fobi en genel tanımı ile yoğun ve mantıksız korkudur. Korkunun kontrolden çıkmış halidir. Okul fobisi ise, çocukların okula başlaması ile ortaya çıkan ve çocuğun aşırı endişe ve korku içinde okula gitmeyi reddetmesi durumudur. Çocuğun okula gitmek istememesi ile okul fobisi birbirinden ayrıdır. Öncelikle çocukların okula gitmeme durumunu ele alalım.
Çocuklar Okula Neden Gitmek İstemez?
Çocuğun okula gitmemesini tetikleyen birçok unsur vardır. Öncelikle okul çocuklar için yeni bir ortamdır. Biz yetişkinler bile yeni bir eve taşındığımızda, yeni bir iş ortamına girdiğimizde ortama ayak uydurmamız zaman alır. Yeni ortam bizde belirsizlik ve kaygı oluşturabilir. Aynı durum çocuklar için de geçerlidir. Okul, çocuklar için yeni bir ortamdır ve bu ortama ayak uydurmak zaman alacaktır.Okul hayatı aynı zamanda çocuk için yeni bir hayatın başlangıcıdır. O zamana kadar evde istediği saatte kalkan, istediği saatte yatan, canı isteyince oynayan, çizgi film seyreden, annesinin elinden yemek yiyen çocuk, okulla birlikte tahtından da inmek zorunda kalır. Evde çocukların taleplerine göre bir düzen kurulurken, okul hayatında çocuk, diğerlerinden biri olmakta zorlanırlar. Bu durum çocuklara ilk etapta zor gelir ve bu nedenle okula gitmek istemeyebilirler. Bunun yanında evde kurallara uyma alışkanlığı kazanamamış çocuklar, kuralların bol olduğu okula ayak uydurmakta zorlanırlar. Dışarı çıkmak için zili beklemek, sırasından kalkmak için izin almak gibi işlemler hep kurallı işlemlerdir. Bu nedenle sağlıklı bir okul hayatı için, ailelerin okula başlamadan önce çocuklarına kurallara uymayı öğretmesi beklenir.
Annenin çocuğuna ya da çocuğun anneye aşırı bağımlı olması okul fobisini tetikleyen diğer bir nedendir. Okul dönemine kadar çocuğunu hiç yanından ayırmamış, çocuğunun her işini kendisi yapmış annelerin çocukları, okula ayak uydurmakta zorlanır. Bu nedenle okula başlamadan önce, farklı zamanlarda çocukların bir-iki günlüğüne yakın akrabalara bırakılması güzel olacaktır. Bu şekilde çocuk, anneden ayrı kalmanın küçük alıştırmalarını yapmış olacaktır. Bununla birlikte anneler, okul başladığında zorluk çekmek istemiyorlarsa çocuklarına kendi işlerini kendi görmelerini (yemek yemek, elbise giyip çıkarmak, ayakkabı giyip çıkarmak vb.) öğretmelidir.
Anaokulunda oyuncaklar içinde çocuksu bir okul gören çocuklar, birinci sınıfa gittiklerinde soğuk, oyuncaksız, tuvaletleri kendilerine göre ayarlanmamış bir okulla karşılaşırlar. Bu durum onlara ürkütücü gelir ve bu yeni okula gitmek istemeyebilirler.
Öğretmenin ilk günlerdeki davranışları, çocukların okulu benimsemesi ve sevmesi için önemlidir. İlk günlerde öğretmeninden azar işiten, ya da ilgi sevgi görmeyen çocuklar okulu ürkütücü olarak görüp okula gitmek istemeyebilirler.
Çocuklar Okulun İlk Günlerinde Neler Yaşar?
Çocuklar okulun ilk günlerinde belirsizlik, güvensizlik, tedirginlik, terk edilme ve kaygı duygularını yoğun olarak yaşarlar. Anneden ayrılmak, yeni bir ortama girmek, kalabalık sınıflar, arkadaşsızlık, yoğun koridorlar bu duygulara neden olur. Bu duygusal belirtilere karın ağrısı, iştahsızlık, ateş, kusma gibi fiziksel belirtiler de eklenebilir. Çocukların okulun ilk günlerinde yaşadıkları olumsuz duygular, endişeler ve kaygılar sevgi ve merhametle çözülmezse bu kaygı ve korkular derinleşerek okul fobisine dönüşür. Başlangıçta uyum sorunları olarak nitelendireceğimiz alışma süreci, sonrasında bir psikolojik rahatsızlığa yol açabilir. Bu durum akademik başarısızlığı, öğretmen ve aileye karşı güven kaybını beraberinde getirir.
Çocukların Okula Alışması Nasıl Sağlanır?
Çocukların, okul başlamadan önce, farklı zamanlarda gideceği okulu ziyaret edip okulu tanıması okul fobisini aşmak için önemlidir. Bu ziyaretlerde sınıflar, sıralar, koridorlar ve tuvaletler çocuğa gösterilerek çocukların ortama alışması sağlanabilir. Teneffüs, öğretmen gibi kavramlar çocukların anlayacağı dilde onlara anlatılabilir. Okul başladığında ise onları okula kimin götüreceği, kimin alacağı, servisle mi geleceği mutlaka çocuklara anlatılmalıdır.
Anne ve babanın çocuğun okula gitmesi ve alışması konusunda fikir birliği içinde olması, aynı tutumu benimsemesi çok önemlidir. Ebeveynden ya da aile içinden birinin farklı tutumu, “Çok ağlıyor, bırakın gitmesin” diye yaklaşması çocuğun direncini daha da artırır. Çocuk, ilk başlarda ağlasa da, inatçı davransa da okula gönderilmelidir. Burada aile kararlı ve sabırlı bir tutum sergilemelidir. Çocuğun ağlamasına merhamet göstererek onu okula göndermemek ona verilen bir ödül olur. Bu durum okula adaptasyonu zorlaştırır. Okulun ilk günlerinde anne-babanın çocuklarına okula giderken ve okuldan gelirken eşlik etmesi iyi olur. Çocuklarınız okula alışmakta zorlanıyorsa, gitgide azalan sürelerle okulda bekleyerek onu rahatlatabilirsiniz. Alışamadı diye vaz geçerseniz, aynı sorun ilerleyen vakitlerde yeniden karşınıza çıkacaktır.
İlkokula iyi bir başlangıç için, çocuğun okul öncesi eğitim alması faydalı olacaktır. Anaokulunda okul ve orada yaşanabilecekler konusunda fikir edinen çocuk, zihinsel, sosyal ve duygusal açıdan ilkokula hazırlıklı başlayacaktır. Okula uyum sağlamakta zorlanan çocuklarda, sınıf öğretmeni ile işbirliğine gitmek faydalıdır. Öğretmenin göstereceği birazcık ilgi çocuğun okula uyumunu kolaylaştıracaktır. Aynı şekilde okulların rehber öğretmenlerinden de bu konuda bilgi alınabilir. Okulun ilk günlerinde oyun ödev dengesini doğru kurmak çocuğun okulu benimsemesini kolaylaştırır. Okulu tüm oyun vaktini elinden alan bir nesne olarak görürse okula karşı soğuyabilir.
Tüm bu uyarılara rağmen çocuğunuz okula ayak uydurmakta zorlanıyorsa, okulun üzerinden iki hafta geçmesine rağmen halen okula gitmemek için şiddetle ayak diriyorsa o zaman bu durum okul fobisi olabilir ve uzmandan yardım almanız faydalı olacaktır.
0 yorum :
Yorum Gönder