Hayatı yaşar gibi yapıyoruz ama
aslında bal gibi seyrediyoruz işte…
Başkalarının yazdığı senaryoları izliyoruz akşamları….
Onlarla gülüyor, onlarla hüzünleniyoruz…
Kişiliğimizi, kimliğimizi şekillendiriyorlar sanki…
Dizilerimizle ilgilenmekten, hayatı ilgi boyutundan bir türlü etki boyutuna taşıyamıyoruz.
Etki alanımız öylesine daraldı ki etkinliklerimiz çoğunlukla ilgi boyutunda, haber, spor, dizi gibi başkalarının etkinliklerini izlemekten ibaret oldu.
Yakında çocuklar anne babaların kendilerine aldığı bilgisayar dahil oyuncaklara benzeyecekler …
“Heyy arkadaş canımı sıkma bir format atarım sana.”
“Bak senin ekran görüntünü sevmedim ne o yüzünün hali ?”
Oysa bir reklam vardı nasıldı o
“Babam çamaşır makinesi aldı annem bana kaldı.”
Hadi ordan çok beklersin, dizilerin reklam aralarında göreceksin anneni , çocuklar dua edecekler şu reklamlar uzasa da annem ve babamın etki alanına olmasa bile ilgi alanına bari gireyim diye.
Eeeee her seçim bir kaybediş diye boşuna dememişler
Anne! Teninin kokusunu özledim zamanımı geçirdiğim bu makine sen değil kablo kokuyor !
Baba! Bana aldığın hediyelerin hepsi kendi yerinde duruyor ve senin yüreğimde olman gereken yeri dolduramıyor hala bir boşluk var…
Ben sizin yokluğunuzun yerine ne koysam
dolmayacağını bilmeyecek yaştayım.
Sizinle ilgili anılarım bile olmayacak bir hayatı,
yaşadığımı anlamayacak yaştayım.
Siz bana uymayın “Azı karar, çoğu zarar” misali
benim gelişimim içine kendinizden de bir şeyler katın…
Ben büyüyorum,
benim 15 yaşımdaki halimi yaşasaydık keşke,
bitip giden dizileriniz yerine…
Kıssadan hisse…
Sarp KAYA
0 yorum :
Yorum Gönder