Yazmak birden fazla duyguyu içinde barındırır. Yazmaya karar verdiğimizde önce biraz endişe duyarız, bu endişe kaygıyı yaratır, kaygıda baskıyı doğurur. Hatta bazen sol omzumuzdan ‘’ aptal olma kim senin kitabını okumak ister, zaten ne zaman vakit bulup da yazacaksın’’ diye fısıltılar bile duymaya başlarız. Çünkü ne dersek diyelim yazdıklarımızın beğenilmesini isteriz; kendimiz ve en çok da başkaları tarafından.
.jpg)
Sonuç; çıplak ayakla çim üzerinde dans etmek gibi bir duygu…
Zihin haritaları ile yazmak
Zihin haritaları ile düşüncelerimiz soyut halden somut hale geçer. Karakterlerimiz, zaman, mekan, olaylar somutlaşır, tek sayfada toplanır. Romanlarda karakterlerden oluşan bir kadro vardır. Bu soyut kadro çoğu zaman üzerimize üzerimize gelir, işte zihin haritaları ile bunlar somutlaştığında herkes yerini bilir. Sonra başlarız konuşmaya, sorarız karakterlerimize niçin bu romandasın diye, bu arada işi olmayan zaten kendiliğinden terk etmeye başlamış olur ortamı. Bazen bu bütünsel görsellik karşısında temayı bile yeniden keşfederiz.İyi gelir bize bütünü tek sayfada görmek, aydınlanırız adeta. O sevinçle perdeleri açar, camı aralarız hatta. Beynimiz bu ışıl ışıl ortamda daha da keyiflenir, yeni yeni mekanlar girer bu arada haritamıza. Zihin haritaları ile fikirleri somutlaştırdığımız için gerçekten bize saçma gelenleri görür, güler geçer; daha derinlere inme fırsatı bulduğumuz içinde harika yeni fikirler keşfederiz. Yani yazacağımız yazı bizi esir almadan, biz onun efendisi oluruz. Düşünme aşamasında zihin haritaları kullanmak, yazı becerimizi geliştirmek içinde kendimize meydan okumadır adeta.
Beynimizin iki yanı!
Zihin haritaları ile sözcükler resim olur, renkli dairesel aldığımız notların ışığında yazma aşamasına geçtiğimizde doğrusal notlarımız başyapıtlara dönüşür, siyah beyaz gökkuşağı halini alır.Zihin haritaları düşüncelerimizi organik olarak kağıda aktarmaktan fazlasıdır. Sol beyin; beynin mantıksal kontrolünü sağlayan kısmıdır, yaratıcılık sağ loptadır. Bir şeyin zihin haritasını yaptığımız zaman sol beyin mantıksal bir problem olduğunu düşünür, şekli beğendim bunu bana bırakın der. Sol beyin haritanın büyüklüğünü, şeklini ve detayları analiz etmekle meşgulken sağ beyin haritayı bir radar gibi tarayarak an ı yakalar ve tüm yaratıcılığını kullanır. Belli bir süre sonrada sağ beyinle sol beyin arkadaş olur ve oyun alanında uyum sağlanır.
Birisinin bir kelime söylediği daha sonra diğer kişinin de o kelime ile ilişkili bir kelime söylediği oyunu hiç oynadınız mı? Beynimiz farklı fikirlerle farklı kavramları ilişkilendirdiği için oyun oynanabilir. İşte zihin haritaları da ilişkileri göstererek beyni bu oyuna devam etmek için teşvik eder. Zihin haritaları yazara özgürlüğünü verir, tekrar kelimelerle oynamaya başlayan yazarın yaratıcılığı tetiklenir. Beynimizle uyumlu ortamda daha iyi düşünür ve daha iyi yazar, daha odaklı daha hafif hissederiz. Zihin haritasındaki her dal bizde adeta kıvılcım etkisi yapar bu kıvılcımın etkisi ile yaratıcılığımız ateşlenir. Her şey düzenli ve organize olduğundan zihnimizde boş yer açılır bu boş yerleri de arada rahatlamak için kaçtığımız güvenli bölge olarak kullanırız.
Eğlenerekyazın!
Zihin haritaları ile romanınız üzerinde isterseniz makro, isterseniz mikro düzeyde çalışabilirsiniz. Zihin haritası bir yazar için yazma yolculuğundaki bir yol haritasından ötedir. Çünkü yol haritası yolculuğu tanımlar ama oraya neyle ulaşacağını ve yol boyunca neye ihtiyacın olacağını söylemez.
Zihin haritaları her yetişkinin çekmecesinde sakladığı renkli kalemlerini masanın üzerine yayması ve onlarla çocukluğundaki gibi eğlenmesi için bir neden verir.
Sizde zihin haritaları ile neşeli, işbirlikçi bir deneyim yaşamak ister misiniz? Öyleyse renkli kalemlerinizi alın, çünkü beyniniz oynamak için sizi bekliyor. Atölye hakkında detaylı bilgiye ve ön kayıt formuna buradan ulaşabilirsiniz.
.jpg)
